2 Şubat 2011 Çarşamba

NEDEN.BOTKAN: 20 .m abdal

neden botkan 20 devam edılecek inşaallah
DİNİ HİKAYELER : 1 .. M ABDAL
DİNİ HİKAYELER : 1   .. M ABDAL
Yazı


HARUT, MARUT


= HARUT VE MARUT. = Harut, marut : harut ve marutun tanımına az deyınıp hikaye şeklinde size anlatmaya çalışacağız inşaallah. harut ve marut, iki melek olup. yüce allah c.c hu.. onları imtihan için yeryüzüne gönderip, imtihanda başırsız kalmişler, kıyamete kadar bir kuyu,da cezasını çekerler. mesele kuyudan açılşmişken. kuyular nicelere mukafat nicelere esaret nicelere azap oluyor. çölün bağrındeki ihtiyar: kumların üzerine öyle güneş ışınları vuruyordu, ki her taraf sıcaklıktan kavrulmuşcasına sıcaklıkta, ısınıyordu yolunu gayıp etmiş, çöl fırtınasına yakalanmiş, bir ihtiyar o sıcak kumların üzerınde yavaş yavaş ilerlıyordu beliki bu ihtiyar birilerınden kaçıyordu. ve her şeyını yetırmiş, canını zar zor haramilerden kurtarmişti. bir yudum su bulmak için sağına solun umutlar içinde bakıp duruyordu. bu umutlar içinde çölde ilerlerken , enteresen bir kuyuya rastlar, belki adam gözlerıne inanmamişti. ama kuyu gündüz gibi aşıkar" yanında idi" kuyuya temkinli bir şekilde yaklaşır, üzerinde büyük bir taş olduğu görür, taşın üzerinde hiç bilmedığı yazılar yazılıydı, bunlar neyın nesiydır diye mırıldanır. ihtiyar adam kuyuya yaklaşır, kuyu ağzındeki taşı kaldırmaya çalışır, ama bir türlü kendinde gücü bulamaz o çöl ortasında ona yardım edecek kimsede yoktu bu taşı muhakak kuyunun ağzına almalıydı. besmele çekerek allahtan yardım iseyıp var gücüyle taşa yüklenır, taşı kuyunun ağzında çıkarır fakat yorgun duşmuş, soluk soluğa kalmiş. kuyuya doğru yönelır, iki halat kuyuya doğru inmektedır iyice kuyuya eğılıp bu halatlar nereye gidiyor diya maraklar içinde iken. kuyuya eğılıp bakmaya çalıştı bir az bekledı gözlerı iyice karanlığa alışınca birde ne görsün yaşlı adam.. halatın ücünde ayaklarıyla asılı iki kişi görür bunlar suya demiyecek şeklinde asılıydı insanlarden değişiktıler.. yaşlı adam, kumların üzerine kendini atmaya başlar. son demının geldığını his eder . eşhedü enla illaha illallah, ve eşhedü ena muhammeden resülallah,. deyince.. kuyudakiler, biri diyerıne şöyle der. çok şükür ahır zamandayız muhammed s.a.v devrı gelmiştır. diğeri kıyamete az kaldı artık azabımız bitecektır.. insanlara meleikeler levm ederlerken: insanların yaptıkları günehlerıne melekler levm eder, insanlar yer yüzünde güneh işlerler. bir birine kötülük yapıyorlar. biz böyle bir şey yapamayız. .. o yüce yaratan c.c siz onları yerınde olsaidiniz aynınısını yapardınız, der... içinizden en güvendiğiniz iki arkadaşlarınızı seçın. melekler de harut, marut,tu seçerler. yüce yaratan .c.c onları yer yüzüne gönderır. babilde iki yabancı: babilin sokakların iki yabancı bu yabancılar yuruyüşleri bir başka ve güzeliklerı bir başka idi, beliydiki bunlar insan ırkında değildiler. bu iki yabancı şehirinin merkezına doğru giderler, şehirdeki insanlar günlük işleriya, üğraşiyorlarken. onlarden birisi insanlara haykırır, bu sesi duyanlar, bu hakırışın etkisi altında kalırcasına, sesın geldiği yöne yönelırler.. toplanan kalabalık, onları dinlerlerken, hiç duymadıkları, bir takım bilgi veriyorlardı. kimisi bu olaylara inanmak istemiyordu. ama kimileri çoktan bu bilgilere kendini, kaptırmiştı.. bu bilgiler kulaktan kulağa yayılmaya, çoktan başlamıştı, bazıları sabahı iple, çekiyorlardı.. çünkü akşam olunca, bu iki yabancı, gayıp olup gidiyorlardı. günler bir birini kovalarken, bu bilginler, sakın allahı c.celallahuyu inker etmeyın. biz iyilik için, gelmişiz. insanın aralarını düzelmek, için bu bilgimizi, sunuyoruz.. babildeki insanlar, bu aldığı bilgiler, sayesınde hiç yorulmadan işini, yapıyorlardı. bazıların hoşuna çoktan gelmişti. ama bazıları temkinli davranıyordu. acaba bunun sonunda, insanların zararına bilgi olcakmiydi. tabiyki kötülüklerle üğraşanların sayısı, az değidi. bu bilgiyi, kötü yönünde kulanmaya başlamişlerdi, bile.. bu iki kişinın, tabiatında nefis ve şahvi arzuları yoktu, ama yaratan c.c insanlardeki özeliklerı, onlarada vermişti. bu iki yabancı, gözlerı bir yöne doğru kayar, zühra diye bir kadına. bu iki yabancı onunla birleşmek, isterler. kadın yanındeki çocuğunun, öldürmesini, ister. fakat bu iki yabancı, böyle bir günaha girmek istemiyorlardı. ikinci seferınde, yine şehvi duygularına yenik, düşerler. yine çöl çiçeğinden, yaratılan o mükemel kadın, bu sefer. ismi azamı onlarden ister. yinede iki yabancı, bundada çekınırler. üçüncü defasında kadına meyl ederler. çöl çiçeği, bu içki içerseniz, ancak o zaman benımle olabilirsiniz. bu iki yabancıya bu cazib gelmiştı, ve bu kötülük ansının neler yapacağına farkında bile varmamişlerdi. bu akıl gideren, içki bunlara her şey yaptırmişti. ayıldıkları zaman, her şey gözler önünde idi. yaratan c.c bu iki meleke. yaptığınız kötülüğün karşılığı, şimdimi istiyorsunuz yoksa ahirette'mi istiyorsunuz. bu iki melek bu dünya hayatı geçicı olduğunu bilincede idiler. dünyada cezalarını isterler. işte kuyudeki iki kişinin hikayesi,...... ------------------------------------------------------------------------------
DİNİ HİKAYELER : 2 . M ABDAL
DİNİ HİKAYELER : 2  . M ABDAL
Yazı Boyutu


ŞETANIN ARKADAŞI . BE NAMAZ ( TERKU SALAT) ŞEYTANLA ARKADAŞLIĞI..

gizemlibitkilermabdalcom.blog.dada.net/categorie/61927 = BENAMAZ = ŞEYTANIN ARKADAŞI Benamaz ve şeytanla arkadaşlığı : insanlarden biri şaytanla arkadaşlık kurmuş,. beraber dolaşırlarken enteresan bir konu ortaya çıkmaktadır. İki kafadar dolaşırken alınan ibrete bakın: insanlardan biri kendine bir şaytan arkadaş bulmuş. bunlar beraber dolaşırlarmiş, zamanları sabah namazına dek gelmiş. şaytan buna namazını kaçırmak için, ellınden gelenı yapmaya çalışmış,. zaten adam namazın farkında değilmiş. o güzelım namazın ne olduğunu hiç tasavur edemez, belki bu kişi namaz allah'ın verdiği nimetlerıne şukur olduğunu, bilmezmiş,. çünkü sabah namazı ölümden sonra dirilmedır. insan oğlu uykuya dalınca, bir tür ölüm gerçekleşir. şayet celil olan allah c.c uyandırmasa, bu ölüm uykusunada yok olup gidecektır. fakat şaytanın arkadaşı. çoktandır bu faraz namzı kaçırmiş. celil olan allah,ın emrıne karşı geldığının farkında bile deiğildır, şeytan kendi kendine belki bu namazı öğle namazı üzerine kaza eder, bu borçta kurtulur. vakit öğle namazına gelmiş. şeytanın arkadaşı, bunun farkında bile değil, şeytan acaba namzı kılar arkasında sabah namazı kaza eder. diye tasarlar, şeytanın arkadaşı. bu öğle namazın kıymetının farkında değildır. insanın günün yarısın dinlenıp ıstırhat edecek bu zaman diliminde o celil olan allah,a şükranları sunmak için öğlen namazı kılacak, kazandırdın besledın, giydırdın, artık dinlenmeye çekıLdım. gücüm kuvetım senın elınde, diye bu farzını eda eder.. şeytanın arkadaşı bu öğlen namazı terk eder. vakit ikindiye girmiş, şeytan belki, ikindiyi kılar, sabah, öğlen,ı ardında kaza eder. şeytanın arkadaşı şuursüzün biri, bu ikindi namazın kımetını,de bilmiyormuş. çunku bu vusta namzın değerınden habersız. kişi bütün ihtiyaclarını giderınce, yavaş yavaş akşama ulaşır. bu esnade kazalarden ve belalerden, muhafaza edene, teşekür lazım değilmidir. insanda sabahten bu zaman dilimine kadar. kendini kolayan, belalerden muhafaza eden, celil allaha c.c şükrünü arz eder. ne yazık,ki şeytanın arkadaşı bunların farkında bile değildır, hiç umrunda olmadan bu namazı,de terk eder. şeytan belki akşam namazı kılar kaçırdığı diğer namazları. kaza eder. şeytanın arkadaşı, öyle bir umursüzlüğa girmiş, bu akşam namazın kıymetı anlayamaz. kişi sabah evınde çıkar ve akşam evine dönünceye kadar, kişi muhafaza eden meleklerı emrıne koyup, önünden arkasında gelen bütün tehlikelerden muhafaza eden., celil olan allah,a şükür etmezlermi.. şeytan. belki yatısı namazı kılıp bütün namazları kaza eder. çünkü bu namaz bütün ecırlrın verıldığı sonucusu, olup, kişin iyilik hasılatı aldığı zamanıdır.ve ölüm uykusuna başlangıca dek gelır. muhakkak bu namazı kılması lazımdır. ama şeytanın arkadaşı sankı haytında namzın yerı yok, davranır. ama bu namazlar hep onu dinç, ve sağlığı için idi. bir insan günde beş sefer uzuvları yıkarsa görünmez mikroplardan arınır. ayrıca vücüdün dinç olması için yapılan, bir nevi spor olduğunu bilmiyordu. şaytan arkadaşı. şaytan bir kere adema secde etmedım cenette kovuldum asıların lideri oldum. bu adem oğlu günde beş kere allah c.c ,unun emrıne karşı geldı nasıl onunla arkadaşlığım sürer, diye söylenırken.. sabah olmuş şeytanın arkadaşı uyanmış, şeytan ondan kaçtığını görmüş, niçin benden kaçıyorsun. benden ne kötülük gördün. fakat en büyük kötülüğü kendi nefsıne ettiği farkında bile değildi. şeytan , benden uzak dur, yanıma yaklaşma. bir sefer allah,ın c.c,hunun emrıne karşı geldım. beni cennetınden kovdu, yartıkların en aşağısı oldum. sen bir günde allah,ın emrıne karşı, beş sefer geldın. nasıl senınle arkadaşlık ederım. ve ondan kaçarak uzaklaşır.. bu ibret tablosunu size sunuyorum, vesellam.. inşaallah bir başka hikayede buluşmak üzere,hoşça kalın m abdal..... ---------------------------------------------------------------------------------
DİNİ HİKAYLER: 3. M ABDAL
DİNİ HİKAYLER:  3. M ABDAL
Yazı Boyutu

Tarih : 22.06.2010 - 04:20:35


ADEM. A.S YARATILMASI .İNSANLERIN ATASI: ADEME RUH VERILMESI: ŞEYTANIN YALAN YERE YEMİNİ :YASK AĞAÇTAN YENILMESI:

:= ADEM,. A.S = adem: adem a. s hakın az bilgi sunmak için yaşlı, bir bilgenın, sözlerıne kulak verelım. yaşlı bilge: bir yaz gecesiydi, hızlı adımlarla evden çıkmişti beliydiki, birilerıne. söz vemiş. o söz verdığı yerden dönünce. birilerı dışarde oturmuş , o yaşlı adamı davet edıp, oda onları kırmayıp yanlarına çomelı verdı, yorgun argın bir halı, vardı. belidi ki uç aylara gırmiş, bu yaz ortasına. oruç tutuyordu. yaşlı adam az ötürünce, diyerlerden , biri ona bir, soru yöneltı, hoca, adem hakında bize bir az bilgi vere bılırmisin. yaşlı adam, önce gözlerını yere dikip, sonra akşam karanlığında üzakları sezıp,. adem a.s hakında şöyle dedi. insanları atası : ilk önce o celil olan allah yeryüzünde bir halife yaratmak istedi,.. cebrail a.s mın, yeryüzünden toprak getırmesını istedi, cebrail a.s yer yüzünde toprak almak istedı. yer feryadu figan etmeye başladı. benden yaratılan olacak insan, allah,ın c.c emrına karşı gelır. buna tahamul edemem, bunun içindırki. toprağımı vermek istemiyorum. sırasıyle, mikail, israfil, a.s geldıler onlarda, yeryüzünden toprak almadılar. en son azrail, a.s gelıp ne kadar yer feryadü figan ettiyse aldırış etmeyıp. yeryüzünün değişik yerlerınden toprak, almıştır. zaten celil olan allah, c.c her şeyden habardardır. o toprağı yoğurup balçık halınde iken şekil verdiler,.. fakat bir türlü bu çamur, birleşmiyordu. o fahri kainet,tın s.a.v, ın nurundan katıkları zaman. ancak şeklını almişti. sakın çocuklarınızı döverken, yüzlerıne, kafalarına, vurmayın. çünkü, adem,ın kafasını. o celil allah c.c yapmıştır. bundan ibarettır ,ki insanleın huyu ve tabiatı o toprağına damarına çeker, kimisı esmer, kimisi,beyaz,sarışın, kızıl, buğday tenlı, bunar o toprak damarına çeker,. biri yına söz almak istedı. adem yer yüzüne inince nasıl idi. yaşlı adam, sonra bu konuya değineceğiz, inşaallah. adem,e ruh verılmesı .: celil olan allah c.c kendi ruhundan verdı, fakat bir türlü, o ruh adem a.s ,ın için girmek istemiyordu. zulumat bir yerdı, fakat latıf ruh bir şey gördü o fahri kainetın nuruna aşık oldu. adem a.s ,ın mayasında, idi, ruh adem,ın a.s göz pınarından içerı girdi. adem a.s ,ın başları can bulunca, kalkmak istedi. ötürmeye yeltendı, vücüdünün geri kalan kısmı. daha çamur balçığı, idi. celil olan allah c.c her şey ona öğretı.ve her bilgiyi verdı.cennete koydu. celil olan allah c.c bütün meleklere . adem,e secde etmelerını emir eder. bütün melekler secde ederler (hürmet ve sayı gösterırler.)yalınız iblis secde etmeyıp kendini büyük gördü. yaratan niçin secde etmedığını söyler. iblis kendisi ademden üstün olduğu söyler. ademı topraktan yartın kendisi ateşten yaratıldığını. söyleyıp, ateş topraktan daha üstün olduğunu söyler. celil olan allah c.c . iblisi cennet,te kovar lanetlenmiş olarak yer yüzüne indırır... celil olan allah c.c adem a.s durumun nasıldır diye sorar. adem iyi der, her şeyı bilen yaratan. adem a.s uykuda iken sol kaburgasında, hava annemızı yaratı. o celil olan Allah c.c havva annemizi, adem a.s nikahler. mehrı, uç salvat fahrı kainete s.a.v akumaktı. adem a.s cennet eğlenıp gezmek serbest, edılır. yalınız buğday ağacına yaklaşmamasını. emır edılır. şeytanın en çetın düşman olduğunu bildırır.. şeytanın yalan yere yemini: şeytan bir şekilde cennete yakın bir yere gider.. öyle feryadü figan ederki.. havva annemızın. dikatını üzerine çeker. havva annemız, niçin böyle feryadü figan edersın.. şeytan, sızın için edıyorum.. havva, ne olmuşki bize.. şeytan. o yasak edılen ağaçtan yesenız, melekler gibi kanatlarınız olup, burda ebedı kalacaksınız.. havva.. bu doğru değil.. şeytan.. Allah,ın c.c adına yemin ederek, bu yalan yemini iki kere, söyler.. havva, annemız kanar. iblisin söyldığına adem a.s teşvik eder. adem a.s yaklaşamaz. kadın tabiatında. çabuk kanma vardır.. kadılar çocuk gibi her şeye çabuk inanırler.. Yasak ağaçtan yemelerı: havva, annemız o yasak edılen ağaçten yer, ve adem a.s,ide teşvik eder.. adem a.s ne kadar, itiraz ettiyse. havva annemıze, yenık düşer.. o da yasak ağaçten yer. buyedıklerı ağaçtan, çıplak kalırler. midelerı ağrımaya başlar. defi hacet yapmaları gerekır. bunu boşaltacak yerı aramaya çalışırlar.
========================================0000000000
DİNİ HİKAYELER : 4 M ABDAL
DİNİ HİKAYELER :  4   M ABDAL
Yazı Boyutu

Tarih : 05.07.2010 - 20:29:55


İHTİYAR ADAM AŞKINI DÜNYA,YA ANLATIRKEN: İHTİYAR ADAMIN RÜYADEKİ AŞKI..

_= İHTİYARİN AŞKI = İhtiyar adamın rüyadekı aşkı: ihtıyar adam sabah namzından sonra yatağına uzanır, bir az yorgunluğumu atarım diye, uykuya dalar. rüyasın, da yüksek bir yerde kıvranmiş öylesına yatmiş.sankı on santım üzerinde,.. önünde çok derin bir kuyu, var.. arkasıda bir uçurum.. O uçuruma düşerse belki param parça olur. ama öylesıne yatmiş. kıpırdayacak halı yoktur. ihtiyar adam, dünya,yı genç güzel bir kadın şeklınden görür. kendi durumunu ona anlatmak için. kadına şöyle seslenır. kadına hitapla bana bakarmısın. bir şeyler söyleceğım. genc kadın ihtıyara güler bir yüz ile yaklaşır.. ihtıyar adam sana aşktan bahs edeceğım. bu deyım kadının hoşun gider. ama ihtıyar bu kendindeki aşkını kadına nasıl anlatmak ister. bu aşk bütün vücüdünü sarmişti damarındekı kanında dolaşır vücüdün bütün zerelerı etkisi altına almiştı. kadına meramını anlatmak ister.. bu aşk bildiğin aşk nevinde değil. illiklerıme kader işlemiş. kıpırdanmaya gücüm yoktur. her yönüm sankı onun aşkını haykırıyor... genç kadının ihtiyarden kaçması: ihtiar yanlış anladın benım anlatmak istedığım aşk. hem cınsına karşı duyduğum aşk, değil. şu anda kıpırdayacak halde değilim. bu aşk bütün vücüdümü. sarmiş. hiç bir şey umrumda bile değil. kadın hızlı bir şekilde ordan uzaklaşmak ister. yaşlı adam ardından hakırmaya başlar artık hiç bir şey umrumda değil. bu aşk beni öyle sarmişki sankı, ben. ben değilim. Kadın şeklındekı dünya. yaşlı adamdan. kaçar, yaşlı adam yarı uyanık yarı uykuda ilahı aşkını sayıklamaya başlar... Hanı bu aşk uğruna savaşlar olur, baba oğluna düşman olur, kardeş kardeşı bu aşk uğruna öldürür. bir anlık ihtıar öylesıne yatağın donup kaldı bir titreme onu tutu, bir kaç kıssa,lar aklının ücünden geçtı.. ibrahime edhem kıssa,sı : ibrahim,e edhem,eyı düşündü. hanı sultandı, her şey ellının altındaydı. bu aşk uğruna her şeyden geçtı. diyar diyar dolaştı günlerce aç kalıpda yinede, o maşukuna şükranlarını, sunar. ondan darılmaması için elınden gelenı yapıyordu. en sonunda bir yaşlı adam oalarak kendi memlaketıne, gelmiş. yaptığı camiden kovulmuş. soğuk bir kış gecesı sokaklardan yürürken üzerine sicim sicim yağmur bardaktan boşanıncasına yağmur yağar halde iken bir hanın kapısına varır. bu halını görenler, bir sığınak yokmuydu, böyle ıslanmişsın. geçısı sığınaklardan artık geçmiş. ebedi sığınağına hazırlandığını. o maşuka varmak için her şeyden vaz geçtığını, ortaya koyar.. ğavsı azamın kısası: ğavsı azamın kısası aklına gelır. hanı aşkı için insalarden uzaklaşır. 20 yıl tenhalerde dolaşır. bir niyetle kırk günlük orucu tutar, bu aşk uğrunda. ellerınde, taş toprağın nimetlere, dönüştüğü. görür. nebatatın hayvanların ruzgarın,tasbihatını dinler. o büyük uman aşka ulaşır. artık kendisi yoktu. o vardı maşuku vardı..artık ihtiyar adam mecnun gibi olmuştu, kendinden deiğldi sersem gibiler olmuştu.. İhtıyar adam mücahitlerı düşünür:, savaş alanında mücahidlerın durumunu düşünür. bu mucahitler, bu aşk uğruna her şeyınden geçer. öncelerı rakiplerıne bir şafkat gözüle bakarlar, belki bunlarda bu ilahı aşka kanarlar. ama aksı,sı meydana çıkınca. arslanlar gibi kükreyıp, hasımların üzerine. atlarlar. öne gelenı param parça ederler. acıma duygusu onlarda yok yalınız rıza ve itaat var. en sonunda ya böğürlerınden kafalarında param parça olmuş, kanları oluk oluk, yerler akarken, uzuvları kopmuş umurlarında bile değil. tek gayelerı o maşukuna ermek içindır. akıllarınada, zehinlerınde. bu bulunmaktadır, gözleriyle. o büyük aşklarını aramaktadırlar. bu halden sonra yaşlı adam iyice yatağa yapışır kendınden kalkma gücü bulamaz gözlerınden sicim gibi yaşlar akmaya, başlar. acaba bende bu aşka adaymıyım. beni aşkına layık görürmü korku ve sevgi içnde.. Yaşlı adam tarihtekı olayları düşünür : birde bu aşk uğruna etlerını demir tarakla taranan tarihteki insanları düşününce iyice büzülür. ve bu aşk uğruna ataş dolu çukurlara, atılanlar. cayır cayır yanarlarken, onun ismini sayıklayıp kora dönüşenlerı düşününce. artık zor nefes alıyordu. bir türlü bu büyük aşkın ne olduğunu kavramıyordu. bu aşk içinde ezıldıkçe eziliyordu. zekeriya a.s,mı düşünür: hanı zekerıye a. selam ağacın içinde ağaç ile beraber biçilirken, desterenın dişlerı beyınıne değince . bağırmaya başlayacaktı. maşukundan . uyarı gelır. bütün acılarını içine atar. sesını maşuku için çıkaramaz.yaşlı adamın içinde yıllar öncesı bu aşk ruhunun derinliklerınde varmıydı yoksa, şimdi bu duyguyu bulmuşum. kendi kendine söylenıyordu. ama bu aşkın menbaı aklına geldı. şayet o olmasaydı alem bile olmazdı, yaşlı adam bu aşktan bile mahrum kalırdı. her şey onun hürmetıne yaratıldı. Yaşlı adam mekke devrını düşünür : yaşlı adam mekke devrını, bir filim şerıdı gibi göz önüne getırdı.. fahrı kainet s.a.v kırk yıl mekede, kalmiş , maşukun himayesı altında ondan başka bir şey düşünmüyordü, ama entersen bir durum olmuştu. bu aşkın yoluna başkaları davet etmeya başlayınca. artık mekkede kıyamet kopuyordu. dünaya aşıkları birleşıp. o kainetın nuruna ve arkadaşlarına cephe alırlar. akıl almaz işkence ederler. bu aşk uğrunda çok sıkıntılar çekmeya başladılar, hata bir kısmı. varını yoğunu mekkede bırakıp, habaşistana gitmeye mecbur bırakıldı,.. en sonunda o fahri kainetın s.a.v ın yanındekı o ilahı aşkın menbaı uğruna medineye hicret etmeye başladılar.evlerını mallarını, bütün hayallerını mekkede bırakıp. bu ilahi aşkın uğrunda. muhacır olarak tariha geçerler. bu ilahı aşkı çağlar öncesına taşırlar. . yaşlı adam bunların detaylarını düşünerk, keşke bu muhacırlrın ayakların altındakı tozu olsaydım. gözlerı dolu dolu etrafa bakar,medinedekı medfun, o farı kainetı düşünür, keşke revzanın,yanında, katmiri olsaydım. çunkü bütün bu güzliklere insanlar onun sayesınde ulaştığını biliyordu. bütün feryad figanlerı içine gömer....
NEDEN BOTKAN: Zeveyilerden nerden geldıkleri konuda kalmiştik. zeveyiler: hıdır ve mala,den birleşirler bunlar kavaka köyünde bosunca beldesine yerleşirler ve sonra da kavile zeve,ye gelırler daha sonra botkan,a yerleşirler, yeko,nun suyundadır peki yeko kimdir. Yeko: baskıl köyünü kurup hiç kimseden çekilmeden kendi çevresine hakim olup baskıl aşiretın atasıdır şu anda 15 köyü mevcut,tur yeko 1 inci hevikle kardeştır ırağın bala beldesinden gelmiştir , daha sonra 2 inci hevık yanı yeğeni onun köyüne yakın halile beldesine gelmiştir Yeko,nun anlamı nedir: yeko kürd dilinde tek anlamına gelen bir deyimdır tek başına gelip baskıl beldesine yerleşmek cesaret isterdı bilhasa bu bölgede ermeniler ve yezidilerin yöğün olduğu bir dönemde bir de gece baskınlarını eklersek gerçekten cesaret ve maharet isteyen bir durumdur Kavile zeve: botkan,nın kuzey batısına dü- şer ve haci ali,nin ziyaretin üstündedir bıne bayare kaynağına yakındır su kaynağı deyınce, hale kaynağının güzel hikayesi vardır, yeri gelince inşaallah yazarız Haci ali ziyareti: meşe ağaçlarden oluşan bu ağaçların altında hangi devre ait olduğunu bilinmeyan mazarlar bulunmaktadır, haci ali ziyaretin zevini, zeveyi kabilesi veriyorlar şuanda dahada bu gelenek devam ediyor. şimdi bukonuyu iyice aydınlatalım Zev nedir: botkan köylüleri her bir ziyaret için senenin belirli günlerinde yemekli şenlikler hazırlar dı bu şenliklerde hayvanlar kesip türlü yemekler pişirip herkese yediriyorlardı bu yatırların hayrına veriyorlardı.köyümüzde zevler eskide meşhurdu birde kemençecilerın geçim kaynağı olmuştu bu şenlikler oyun havaları içine sokup adete bir eğlenceye çevirmişlerdi kızlı kadınlı erkeklı karma karışık sabaha kader devam ediyordu şu anda bu gelenek dahada davam ediyor bu eğlence mıtırb,lrın (kemençeciler) işine geliyordu bir cahil halk zevkler onların hoşuna gittimi bırakması zor oluyordu allah mekanı cennet yapsın mala hüseyın bu halayları yasaklamaya çalıştı millet yinede devam ediyordu oğlu mala abdullah yerine geçince temeli ortadan kadınlı erkekli halayları kaldırdı. fakat bu iyilik tımsalı zevler dahada köyde devam ederler yaşlı insanlar damların üzerinde çoçuklarla beraber ziyafet veriyorlar her kişinin elinde ne geliyorsa bir tabak yemek götürür ve yaşlı bir kimse şöyle der herkes zevini getırsın her evde bir tabak çıkar gelırdı mıtırb : mıtırb kemençe çalgısını kendine geçim kaynağı edınen kişilere denir nerde bir düğün nerde bir şenlık varsa oraya gider çeşitli nameler söyler rakasların ritmine göre kendiside onar ve halayı coştururdu kemeçenın içine para atan olduğunda o kişiyi meth eder yani ona şabeş çekerdı Kemençe : ekseri tavşan yada öğlak derisi ceviz ağacın üzerine gidirilir ve teller at kuruğundan olup kendileri bir yay yaparlardı ve akort ları kendilerı üclarına bir kaç akort tahtadan yaparlardı Halay : doğuda oynan bir rakkasalerın oyunu en azı iki kişi olup en çoğu yüzlerce oynarlar kadınlar ayrı bir yerde ve erkekler ayrı bir yede oynasalar dinen caiz ama iki cins birbirin içine girdimi çok kötü bir fiildir bundan kaçmak gerekir çünkü bu adet doğuda yaşayan ermenilerın adetıydı şimdi ne yazık,ki doğudaki müslümanlara miras kalmiştir rakasler aynı tempoda oynarlar ve el elle tutuşurlar eller birbiri kalçalarına deycek şekilde zıplarlar onun içindirki yabancı erkek ve kadınlar el elle tutuşunca haramdır beni mazur görun ancak bu durumda eşler oralara dokanırlar bir yabancı erkek birinin hanımının kalçasına dukunsa bu olay için cinayet işlenir. bu halayde bu fiiler olur Bozo kimdir: asıl ismi bozo değildir sarışın olduğu için ona bozo demişlerdir bozonun 6-7 oğlu vardı biri zevyılerın terşini kaçıran yezidilerın baskınıda öldürülmüştür:devamı neden botkan:3 :m abdal
===============================================0000000000000000000000000000000
m abdal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder